CMR hükümleri uyarınca taşıyıcının yardımcı kişilerden doğan sorumluluğu ve taşıyıcılar arası rücu ilişkileri
Citation
İren, O. (Haziran 2021). CMR hükümleri uyarınca taşıyıcının yardımcı kişilerden doğan sorumluluğu ve taşıyıcılar arası rücu ilişkileri = The liability of the carrier arising from the acts or omissions of its servants and associates and the recourse relationships between the carriers under the CMR. MEF Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. ss.1-228. İstanbul, TürkiyeAbstract
Avrupa Ekonomik Komisyonu (ECE) tarafından 19 Mayıs 1956 tarihinde
imzaya açılan ve 2 Temmuz 1961 tarihinde yürürlüğe giren Eşyaların Karayolundan
Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) Türkiye 4 Ocak 1995
tarihinde taraf olmuştur. CMR’nin 1. maddesi uyarınca yükleme veya boşaltma
yerlerinden birinin âkit ülke olması halinde CMR’nin öncelikli olarak uygulanması
taraf devletler bakımından zorunluluk teşkil etmekte olup yükleme veya boşaltma yeri
Türkiye olan bütün karayolundan taşımalarda CMR hükümleri öncelikle uygulama
alanı bulmaktadır. Çalışmamızda, CMR’ye tabi taşımalarda, taşıyıcının yardımcı
kişilerin, özellikle de alt taşıyıcıların eylemlerinden doğan sorumluluğu ve yine
CMR’ye tabi taşımalarda taşıyıcılar arası rücu ilişkileri incelenecektir.
CMR’de taşıyıcının yardımcı kişinin eylemlerinden doğan sorumluluğunun ve
taşıyıcılar arası rücu ilişkilerinin kapsamının tespit edilebilmesi için ilk olarak
CMR’nin uygulama alanının belirlenmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, çalışmanın
ilk bölümünde CMR’nin tarihçesinden bahsedildikten sonra bir taşımanın CMR’ye
tabi olmasının şartları, taşıma sözleşmesinin unsurları ve CMR kapsamında kimin
taşıyıcı olarak kabul edildiği açıklanacaktır.
xiii
Bunu takiben, CMR m.3 hükmünde düzenlenen taşıyıcının yardımcı kişinin
eylemlerinden doğan sorumluluğunun temellerinin ortaya konabilmesi için; borçlunun
yardımcı kişinin eylemlerinden doğan sorumluluğunu düzenleyen 6098 s. Türk
Borçlar Kanununun (TBK) 116. maddesi ele alınacaktır. Bu doğrultuda, borçlunun
yardımcı kişinin eylemlerinden doğan sorumluluğunun hukuki temelleri ortaya
konacaktır.
Ardından CMR m.3 hükmü detaylı olarak incelenecektir. CMR m.3 hükmü
uyarınca taşıyıcı kendi çalışanlarının, temsilcilerinin ve bağımsız yardımcı kişilerinin
sebep olacağı zararlardan, bizzat kendi fiili gibi sorumludur. Beri yandan, CMR m.3
hükmü uyarınca taşıyıcının sorumluluğuna gidilebilmesi için, öncelikle sorumluluğu
doğuran sebebin CMR kapsamında kalması gerekir. Bu doğrultuda, CMR m.3 hükmü
kapsamında taşıyıcının çalışanları, temsilcileri ve bağımsız yardımcı kişilerinin sebep
olduğu zararlardan taşıyıcının sorumluluğunun hukuki temeller, şartları ve kapsamı
açıklanacaktır. Bunu takiben CMR m.3 uyarınca açılacak sorumluluk davasının
şartları özellikle de davalardaki dava takip yetkisi incelenecektir.
6102 s. Türk Ticaret Kanununun (“TTK”) dördüncü kitabı olan “Taşıma
İşleri”nin büyük ölçüde CMR’den ve 1998 tarihli Alman Taşıma Reform Kanunundan
(“1998 Alman-TRG”) iktisap edilmiş olması ve CMR’de boşluk bulunan hallerde
tamamlayıcı hukuk kuralı olarak kanunlar ihtilafı kuralları dikkate alınarak ulusal
mevzuata başvurulacak olması gerekçeleriyle, TTK’da taşıyıcının yardımcı kişilerin
eylemlerinden doğan sorumluluğu mülga 6762 s. Türk Ticaret Kanunu ile
karşılaştırılarak incelenecektir. Ayrıca, doktrindeki bazı görüşlere göre CMR’de dava
takip yetkisi düzenlenmemiş olup dava takip yetkisinin belirlenmesi açısından
kanunlar ihtilafı kurallarına ve ulusal mevzuata başvurulması gerektiğinden TTK’ya
tabi kara taşımalarından doğan uyuşmazlıklarda ikame ettirilecek sorumluluk davası
ve Türk Hukuku bakımından yeni bir hüküm olan ve dava takip yetkisini düzenleyen
TTK m.871 f.1 kaynak HGB § 421 f.1 ile birlikte hükmü ele alınacaktır.
CMR m.3 hükmündeki genel düzenleme haricinde, birden fazla taşıyıcı
tarafından gerçekleştirilen taşımalara ve taşıyıcılar arası rücu ilişkilerine ilişkin
CMR’de yer alan tek düzenleme, CMR’nin VI. Bölümde m.34 ila 40 hükümlerinde
düzenlenen müteakip taşıma hükümleridir (Resmi Türkçe tercümeye göre:
xiv
Taşımacılar Tarafından Ortaklaşa Yapılan Taşımalarla İlgili Hükümler”). Bununla
beraber, doktrinde ve âkit ülkelerde, müteakip taşımanın ayrı bir bölümde yer alması
ve CMR m.34 hükmünün belli başlı şartlar getirmesi sebebiyle, müteakip taşıma
hükümlerinin CMR’ye tabi bütün alt taşımalarda uygulanıp uygulanamayacağı, bir
başka söyleyişle, CMR m.34 hükmünde öngörülen şartlar gerçekleşmeden müteakip
taşıma hükümlerinin alt taşımalara ilişkin sorumluluk davalarına ve rücu davalarına
tatbik edilip edilemeyeceği tartışmalıdır. Bu soruna bir yanıt aramak için müteakip
taşıma hükümleri, bu düzenlemeye ilişkin doktrindeki ve yargı kararlarındaki
yaklaşım açıklanacaktır.
Çalışmamızın VI. ve son bölümünde ise, CMR’ye tabi taşımalarda taşıyıcılar
arası rücu ilişkileri incelenecektir. Bu amaçla ilk olarak âkit ülkelerdeki özellikle de
Alman Hukukundaki uygulama ve görüşler ele alınacaktır. Ardından, CMR’ye tabi
alt taşımalara ve taşıyıcılar arası uyuşmazlıklara ilişkin Türk Hukukunda çelişkili
mahkeme kararları ortaya konarak doktrindeki bu konudaki yaklaşımlara yer
verilecektir. Türk Hukukunda CMR’ye tabi taşımalarda birden fazla taşıyıcının dahil
olduğu taşımalara ilişkin hem sorumluluk hem de rücu davalarında Türk Hukukunda
yeknesak bir uygulama ve doktrinde bir uzlaşı olmaması sebebiyle, sürpriz karar
yasağı kuralına uygun olarak taşıyıcılar arası rücu davalarında başvurulabilecek yollar
açıklanacaktır. Son olarak, CMR’ye tabi taşıyıcılar arası rücu davalarında Türk
Hukukunda yeknesak bir uygulama olmaması sebebiyle, Türk Hukukuna ve CMR’ye
en uygun düştüğünü düşündüğümüz çözüm yolu önerilecektir. Turkey has become a party to the Convention on the Contract for the International
Carriage of Goods by Road ("CMR") on 4 January 1995, which was opened for
signature by the Economic Commission for Europe (“ECE”) on 19 May 1956 and
has entered into force on2 July 1961. Briefly, in accordance with Article 1 of the
CMR, if one of the taking over of the goods or the place designated for delivery is a
contracting country, the CMR shall be applied to the carriage by road. Therefore, the
CMR shall be applied to all international carriages by road from and to Turkey. In
our study, the liability of the carrier arising from its agents’ and servants’ and of any
other persons’ acts or omissions, especially the sub-carriers’, of whose services it
makes use for the performance of the carriage and additionally, the recourse relations
between the carriers in the carriages by road falling within the scope of the CMR will
be examined.
In order to determine the liability of the carrier arising from the acts and omissions
of its persons and the scope of the recourse relations between the carriers under the
CMR, the scope of application of the CMR must first be determined. Accordingly,
in the first part of the study, following the brief explanation on the history of the
CMR, the conditions for a carriageto be subject to the CMR, the elements of the
contract of carriage and who is deemed as a carrierwithin the scope of the CMR will
be explained.
xvi
Following that in order to specify the legal ground of the liability of the carrier
arising from the acts or omissions of its persons under the CMR, Article 116 of the
Turkish Code of Obligations numbered 6098 (“TCO”) which regulates the liability
of the debtor arising from the acts or omissions of its person will be discussed.
Then Article 3 of the CMR will be examined in detail. Pursuant to Article 3 of the
CMR,the carrier is responsible for the damages caused by its persons, as if such acts
or omissions were his own. On the other hand, in order to hold the carrier liable in
accordance with Article 3 of the CMR, the reason giving rise to the liability must
fall within the scope of CMR in the first place. Accordingly, the legal basis,
conditions and scope of the liability of the carrier for the damages caused by the
carrier's persons under Art.3 of the CMR will be explained. Following that, the
conditions of the lawsuit to be filed against the carrier and its persons for the claims
falling under the scope of the CMR Art.3, especially the title to sue, will be clarified.
Due to the fact that the fourth book of the Turkish Commercial Code numbered
6102 (“TCC”) namely “Transport Affairs”, was mostly acquired from the CMR and
the German Transport Reform Law of 1998 (“1998 German-TRG”) and due to the
fact that the national lawas a complementary legal rule shall be applied by taking into
account the conflict of laws rulesin case there is a gap in the CMR, the liability of the
carrier arising from the acts and omissionsof its persons under the TCC as well as
under the former Turkish Commercial Code numbered6762 will be analysed. In
addition, according to certain opinions in the doctrine, as the title to sue is not
regulated in the CMR, it is necessary to apply to the rules of conflict of laws and
national legislation in order to determine the title to sue. In this respect, a brand-new
provisionin terms of Turkish Law, Article 871/1 of the TCC regulating the title to
sue, will be discussedby way of comparing with HGB § 421/1.
Except for the general regulation of the Art.3 of the CMR, the only regulation in
the CMR with regard to the carriage performed by more than a single carrier and
recourse relations between the carriers are the Provisions Relating to Carriage
Performed by Successive Carriersstipulated between the Articles of 34 and 40 in the
Chapter VI. However, in the doctrine and in the contracting countries, it is
controversial whether the successive carriage provisions can be applied to all sub-
xvii
carriages without taking into consideration the conditions specified in Art.34 of the
CMR. In order to seek an answer to this problem, the provisions regarding the
successivecarriage, the approach in the doctrine and judicial decisions with regard to
the successive carriages and sub-carriages will be explained.
In the VI. Part of this study, recourse relations between the carriers subject to the
CMRwill be examined. For this purpose, first of all, the practices and opinions in the
contracting countries, especially in the German Law, will be discussed. Then,
conflicting court decisions and approaches in the doctrine in Turkish Law concerning
the sub-carriages and recourse disputes between carriers subject to CMR will be put
forward. Since there is no uniform application and doctrine opinion in Turkish Law
in both liability and recourse cases with regardto the carriages performed by more
than one carrier in the carriages subject to CMR, the ways that can be applied in such
cases will be set forth taking into account the rule of legal certainty.Finally, due to
the lack of a uniform application in Turkish Law in recourse cases between carriers
subject to CMR, the solution method that we believe is the most suitable for Turkish
Law and CMR will be suggested.